Copy
fikritakip bülten'den, Temmuz ayının son bülteninden merhaba.

Özellikle geçen yıl yoğun olarak yaşadığımız orman yangınları bu yıl da Marmaris ve çevresinde yaşanıyor. Ege ve Akdeniz'de yeni alanlarda karşımıza çıkıp çıkmayacağı meçhul, belli ki bir süre bu haberlerle karşılaşacağız. Yangın haberleriyle ilgili ilk refleks, bu yangınların belirli bir ajandanın ürünü olduğu ve ormanlık alanların farklı amaçlarla kullanılacağı yönünde. Bu refleksin hakikati temsil edip etmediğini yakın gelecekte bazı atılımlar gerçekleşmeden göremeyeceğiz. 

Peki Akdeniz ve Ege'deki yangınlara dair bilimsel görüş ne diyor?

Bu soruyu "yangınlarla gerçekten ciğerlerimiz mi yanıyor?" şeklinde güncelleyerek ilerleyelim. Orman yangınlarını anlama ve açıklama üzerine uzmanlaşan yangın ekolojisi alanında çalışan ekologlara göre Akdeniz ormanlarının doğasında bu tür yangınlar var.




Yukarıdaki harita geçen yıllarda Kaliforniya'da çıkan yangınları da açıklayacak biçimde bir yangına bağımlı ekosistem tanımı yapıyor. Türkiye ve çevresi de bu ekosisteme dahil. Bu haritayı ormanları kutsallaştırdığımız hakikatinden ayırarak incelemek zor, bunu kabul etmek gerek. Ancak bilhassa kızılçam ormanlarının yangın odaklı evrimleştiği bilgisi çok kritik. Çünkü bu evrimleşme sonunda kızılçam ormanları yangınlarla yok olmuyor, aksine tekrar doğuyor.

♻️ Döngüyü şöyle tarif edelim: Kızılçam ormanı evrimleşme biçiminden dolayı dış etki olmadan yanıyor, yangından birkaç ay sonra ölü zannedilen çalılar tekrar canlanıyor. O vakte dek bekleyen tohumlar, gelen ilk yağışta hayata geliyor ve bir yıl olmadan yeni fideler görülüyor. Kızılçam ormanlarının yerine yenilerinin gelmesi birkaç ay sonra başlıyor, olgunlaşması 50-60 yıl sürüyor.



Orman yangınlarının ardından ağaç dikmek için kampanyalar düzenlenmesi ise kendimizi iyi hissettirmekten başka bir fayda sağlamıyor. Hatta muhtemelen ekolojik açıdan zararlı.

Buradaki akademik çalışma yangınlar hakkında ezberleri güncellemeyi talep ediyor. Türkiye'deki ormanların yarısından fazlasının yangına karşı hassas olduğu verisini bu çalışmaya ekleyelim, orman yangınlarının asıl kaynağının ise bahsettiğimiz doğal döngüden ziyade yangına elverişli altyapıların artışı olduğunu hatırlayalım.

Tüm bu bilimsel verilerin yanında orman yangınlarının nasıl yönetildiğini gözardı etmeyelim, asıl düğümün çözüleceği yer. Yangınların çıkma sebebi doğal döngü olsa bile yangınların yayılması, yerleşim yerlerine sıçraması bir yönetim tartışması doğuruyor. Yanan alanların tekrar ormanlaşmasına izin vermek yerine oteller yapılması, tahmin edeceğiniz üzere bu döngünün bir parçası değil. 


📖 Tavsiyesi: Dünyanın asıl "ciğeri" okyanuslar
Deniz yosunlarının dünyadaki oksijen üretiminin 54%'ünü karşıladığını hatırladığımız zaman asıl ciğerlerimizin okyanuslarda olduğunu hatırlıyoruz. Ormanları hiçe saymaktan ziyade, denizlere dair umursamazlığımızı kısaca okumak için bu bağlantıyı ziyaret etmek isteyebilirsiniz.


Şimdi gelin, geçen hafta neler olmuş bir bakalım.
Bu Hafta Ne Hatırladık?
💊 2021 orman yangınlarında ne olmuştu?
28 Temmuz 2021’de Antalya’nın Manavgat ilçesinde başlayan ve Türkiye’nin birçok şehrine yayılan; çoğunluğu Akdeniz, Ege, Marmara, Batı Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu'da 49 ilde çıkan 299 orman yangınında 8 kişi hayatını kaybederken, yüzbinlerce hektar orman ve yerleşim yeri küle döndü ve binlerce hayvan telef oldu.


Geçen yıl 28 Temmuz'da 15 şehir ve 28 ayrı noktada ağır tahribat yaratan orman yangınları başlamıştı. Fayn Studio işbirliğiyle orman yangınlarına görsel hafıza kazandırdığımız filmi buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.

Orman yangınlarının çıktığı andan itibaren yaşanan yönetim krizini, çevreye olan etkileriyle izledik.

 
💊 Ankara Tren Garı'nda ne olmuştu? 
10 Ekim 2015’te Barış Mitingi için Ankara Garı önünde toplanan kitleye Ömer Deniz Dündar ve Yunus Emre Alagöz intihar saldırısı düzenledi. Tarihe, cumhuriyet tarihinin en kanlı saldırısı olarak geçen olayda kalabalığa düzenlenen bombalı saldırı sırasında ve izleyen günlerde 101 kişi yaşamını yitirdi. Saldırı öncesinde yapılan ihbarların gözardı edilmesi, miting anında ve saldırı sonrasında yeterli önlemin alınmaması, saldırıya uğrayan kitlenin üzerine gaz bombalarının atılması, ortaya çıkan ihmallere rağmen kamu görevlilerinin yargılanmaması saldırıyla ilgili unutulmaz başlıklar oldu. 


Üç gün önce, Gar patlamasına ilişkin görülen davada Yargıtay, siyasi parti, sendika ve kitle örgütlerinin temyiz taleplerini patlamadan zarar görmedikleri gerekçesiyle yok saydı. Davanın geleceğine dair soru işaretleri büyürken, saldırının öncesi ve sonrasını izledik.
 
 
📺 Önerisi: Yıllardır UFO'lar özelinde süren tartışmayı Aksi Kanıtlanana Kadar Olağanüstüdür başlığıyla inceleyen bu video karşımıza çıkan herhangi bir veriyi nasıl ele aldığımızı sorgulatıyor. UFO'lar ilginizi çekmiyor olsa bile bir düşünce deneyi olarak seveceğinize eminim. Bu bağlantıya tıklayarak izleyebilrisiniz, süresi yarım saatten daha kısa.

Bu haftalık bu kadar.

Haftaya aynı posta kutusunda buluşuyoruz değil mi? Bülteni kapatıp Pazar ritüellerinize dönmeden evvel bizi aşağıda hızlıca ulaşabileceğiniz sosyal medya hesaplarımıza ulaşarak takip edebilirsiniz. Böylece güncellemeleri size zamanında ulaştırabildiğimizden emin oluruz.

Görüşmek üzere!
Twitter
Instagram
Website
Facebook
LinkedIn
fikritakip.co | #Hatırlamakİçin

Bülten ayarlarınızı değiştirmek mi istiyorsunuz?
Dilerseniz buraya tıklayarak ayarlarınızı güncelleyebilirsiniz ya da buraya tıklayarak abonelikten ayrılabilirsiniz.