Copy
fikritakip bülten'den merhaba.

24 Temmuz Pazar günü bu posta kutusunda buluştuğumuza göre size bir sır vermek istiyorum. Bu sır fikritakip'in de peşine düştüğü, hatırlamak için köküne indiği olaylarda hakikati arayışını simgeliyor. Çağımızın en yaygın "huyu" olan politik doğruculuk bizi sandığımızdan çok daha büyük dertlere sokuyor. Esasen farklı ve kırılgan olan grupları incitmemek için seçtiğimiz bu yolda daha özenli olmaya çalışıyoruz, bir zarar yokmuş gibi görünüyor.

İşin ardındaki bilim ise farklı şeyler söylüyor.

Yapılan araştırma kapsamıında şirket çalışanları ve üniversite personellerini aileleri gözlem altına alınıyor, üç hafta boyunca bu kişiler davranışlarının onlarda yarattığı psikolojik yükü ifade edecek anketler dolduruyor. Katılımcılar hassasiyetleri dikkate alırken bilişsel olarak tükenmiş hissettiğini belirtmeye başlıyor. İş yerlerinde politik doğruculuk için zihinsel emeğini tüketen kişiler ailelerinin yanına döndüğünde bir sinir küpüne dönüşüyor. 

"Politik doğruculuk zararlı" mı demek istiyoruz?

Aslında bu araştırmanın sonucu da bu bültendeki temel fikir de politik doğruculuğun zararlı olduğuyla ilgili değil. Yeni bir kanaldan düşünebilmeyi deniyorum, fikritakip Bülten takipçilerini de davet ediyorum. Acaba bazı hassasiyetlerin gerçekten "önemli" olduğuna ikna olmadığımız için mi zihnimiz böylesine yoruluyor?


📺 Tavsiyesi: Has political correctness gone too far? (Acaba politik doğruculuğu abarttık mı?)
Politik doğruculuk tartışmasına sadece teorik bir temastan ziyade bir filozofun, bir komedyenin ve bir aktörün yaklaşımlarını çarpıştırmalarını izlemek bizi fanusumuzdan çıkmaya davet edebilir. Teori kitaplarının ötesindeki dünyayı ziyaret için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz.


Şimdi gelin, geçen hafta neler olmuş bir bakalım.
Bu Hafta Ne Hatırladık?
💊 Suruç'ta ne olmuştu 
20 Temmuz 2015’te, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde, IŞİD tarafından gerçekleştirilen bombalı intihar saldırısında 33 kişi hayatını kaybetti, 100’den fazla kişi yaralandı. Kobani Kuşatması sırasında yıkılmış olan kentin yeniden inşa çalışması kapsamında topladıkları yardım malzemelerini Kobani’ye götürmek üzere Türkiye’nin çeşitli illerinden yola çıkan gençlere yönelik gerçekleştirilen saldırının üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen adalet arayışı devam ediyor.


Katliam ve sonrasındaki hukuki süreci basına yansımamış detaylarıyla izledik.

 
💊 Pamukova neredeydi, ne olmuştu? 
22 Temmuz 2004’te Ankara-İstanbul arasında hızlandırılmış tren seferi yapan Yakup Kadri Karaosmanoğlu Expresi adlı tren Sakarya Pamukova’da raydan çıktı. Trendeki 230 yolcudan 41’i hayatını kaybetti, 89 kişi yaralandı. Kazanın sorumlularının ortaya çıkması için başlayan yargılama sürecinde yalnızca iki makinist ceza aldı, bilirkişi raporunda 8’de 4 sorumlu olan TCCD yönetimi hiç yargılanmadı.


18 yıl önce gerçekleşen olayla ortaya çıkan krizin yavaş yavaş yerini sessizliğe bırakışını, yükseltilen seslerin izini sürdük. 
 
 
💊 Ayasofya'nın yolculuğunda neleri bilmeliyiz? 
Dünyanın en önemli mimari başyapıtlarından olan Ayasofya 916 yıl kilise, 482 yıl cami olarak kullanıldı. Geçmişten bugüne hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar için dünya tarihinde ve mimarisinde sembol olarak kabul edilen eserler arasında yer aldı. İstanbul’un fethedilmesine kadar kilise olarak kullanıldı.

1453’te İstanbul’un fethedilmesiyle Osmanlı İmparatorluğu’na geçti ve camiye dönüştürüldü. Cumhuriyet Dönemi’nde ise 1934 Bakanlar Kurulu kararı ile müze yapıldı. Bu tarihten sonra ise tartışmaların odağında olmaya başladı. İslamcılar her dönem camiye çevrilmesini istedi. Danıştay 10. Dairesi Ayasofya’yı müze ilan eden Bakanlar Kurulu’nun 1934 yılındaki kararını iptal etti. Böylece İstanbul’un da en önemli simgelerinden biri olan Ayasofya 24 Temmuz 2020 tarihinde Müslümanlar için yeniden ibadete açıldı. Bu kararla AKP hükümetine içerden ve dışardan tepki yağdı.


2 yıl önce, 24 Temmuz 2020’de müzeden camiye dönüştürülen Ayasofya’da, 86 yıl sonra ilk kez cuma namazı kılınmıştı.

Yapımından bugüne Ayasofya'nın başına gelen tüm dönüşümleri izledik.
 
 
 
🎧 sesli takip yeni bölümüyle yayında! Yeni bölümlerini merak ettiğiniz podcast'imiz ikinci sezonunun ilk bölümüyle yayında. Bu bölümde Dicle Baştürk uzun zamandır tutuklu yargılanan ve yargılama sürecinin büyük tartışmalar yarattığı Osman Kavala davasını avukatı Köksal Bayraktar ile tartıştı. 

🔗 sesli takip'in yeni bölümünü buraya tıklayarak Spotify'da hemen dinleyebilirsiniz.

Bu haftalık bu kadar.

Haftaya, yine pazar günü aynı posta kutusunda buluşalım. Bizi aşağıda hızlıca ulaşabileceğiniz sosyal medya hesaplarımıza ulaşarak takip edebilirsiniz. 

Görüşmek üzere!
Twitter
Instagram
Website
Facebook
LinkedIn
fikritakip.co | #Hatırlamakİçin

Bülten ayarlarınızı değiştirmek mi istiyorsunuz?
Dilerseniz buraya tıklayarak ayarlarınızı güncelleyebilirsiniz ya da buraya tıklayarak abonelikten ayrılabilirsiniz.