Susurluk'ta ne olmuştu?
Kontrgerilla'nın ortaya çıkışı, Susurluk kazasını kavramak için takip etmemiz gereken bir çizgi.
Bu ismi ilk kez Dönemin İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Faik Türün verdiği demeçte “…ben Kadıköy’deki Köşkü, (Ziverbey) Kontrgerilla örgütüne özel olarak hazırlattım,” demesiyle öğreniyoruz. 12 Mart cuntası Ziverbey Köşkü’nde solcu öğrenci, aydın ve akademisyenleri işkenceli sorgulardan geçirmişti.
Bu sorguları gerçekleştirmesiyle literatüre giren Kontrgerilla’nın en basit anlatımını şöyle yapabiliriz:
|
|
NATO tarafından komünizm tehlikesinin karşısına çıkarılan milliyetçi yerel örgütlenmelerden bir tanesi. Yalnızca Türkiye’de olmayan bu yapının birçok ülkede ismi var, mesela İtalya’da “Gladio”, Almanya’da “Stay Behind” deniliyor. Bu noktada, Susurluk dosyasının akışını da destekleyecek bir dinleme önerimiz var.
🎧 ATK Kafası podcast'ın üçüncü sezonunun ilk bölümü, mafyanın tarihine odaklanıyor ve Türkiye'nin yakın tarihinde silmeyi istesek de derinliği sebebiyle silinemeyeceği ortada olan mafya izlerini anlatıyor. Bu bağlantıya tıklayarak dinleyebilirsiniz.
|
|
Ankara’daki üniversite yıllarında ise Muhsin Yazıcıoğlu’yla birlikte, Ülkü Ocakları’nı yöneten Abdullah Çatlı, ülkücü camiada “Reis” adıyla anılıyordu. Bu lakap da tanıdık gelmiştir muhtemelen.
Uzun yaşam öyküsünde bazı kırılma noktaları ve tanışlıkları Susurluk’a uzanan yolda köşe taşlarını oluşturdu.
25 yıl önce, 3 Kasım 1996’da, Susurluk’ta meydana gelen kaza sonucunda mafya-devlet-polis ilişkisine dair bir skandal da ortaya çıktı. Yarım yüzyılı aşan örgünün ve karşımızdaki ağın ilk kıvılcımının nereden alevlendiğini, zaman içerisinde neye dönüştüğünü anlattık.
Bugün de tartışılan bu ilişkiler ağında Susurluk'a giden yolu izledik.
|
|
|
|
|