Copy
fikritakip bülten'den merhaba.

Bir haftalık kısa bir molanın ardından anlatacaklarımız birikti.

Hazır seçimler üzerine konuşmaya başlamışken bir araştırmayı hatırlayalım. Son yıllarda alıştığımız üzere anketler artık bir fikrin uygulanması için en mühim şartlardan biri, halkın fikri yoksa uygulama da yok. Bu anketlerin büyük bir kısmı kişilerle birebir, çoğunlukla kimliklerin açık olduğu şekillerde gerçekleşiyor. Yani anketi yapan kişinin kiminle anket yaptığını bilmemesi pek mümkün değil, ilişki hayli şeffaf.

Bazı röportajlarda da gözlemlemişsinizdir, insanlar yanıt vermekten çekinip sessizce ortamdan uzaklaşır. İşte, politik anket mevzusu bundan da karmaşık. Soruların seçimi, kimlere sorulacağı ve nasıl sorulacağı meşakkatli bir süreç istiyor. Bu üç kriterle her şey tamam mı? Değil. Doğru sorulara doğru yanıtlar alacağınızdan nasıl emin olacaksınız?

Aşağıdaki harita Dünya Şeffaflık Derneği'nin yaptığı araştırma insanların belli politik konularda doğruyu söyleme oranlarıyla ilgili.

7 ülkenin hedef belirlendiği bir araştırma bu, Hindistan, Bangladeş, Ukrayna Nijerya, Peru, Sri Lanka ve Türkiye mercek altına alınmış. Haritada ülkelerde gerçekleşen yolsuzluklardan ziyade yolsuzluğun halk nezdindeki algısı ifade ediliyor. Renk sarıya yaklaştıkça insanlar yolsuzluğun olmadığını, kırmızıya yaklaştıkça yolsuzluğun yoğun olduğunu düşünüyor. Türkiye sarıya daha yakın bir noktada.

Peki bundan ne anlamalıyız?

Bu haritaya ulaşmak için yolsuzluğa dair yapılan Dünya Bankası araştırmasına ek birkaç soru ekleniyor ve insanların dürüstlüğü ölçülmeye çalışılıyor. Yani insanlar gerçekleri söylerken ne kadar cesur yahut bazı konularda gerçeği söylemekten neden kaçınıyor, bunu anlamak istiyorlar. 7 ülke için de bu test uygulanıyor, 7 ülke arasında verdiği diğer yanıtlara ek olarak yolsuzluk oranları direkt olarak sorulduğunda gerçek fikrini beyan etmeyenlerin en yüksek oranınını Türklerin oluşturduğu ortaya çıkıyor.

Daha net biçimde, şöyle anlatalım Türkiye'de yapılan çalışmada neredeyse 10 kişiden 9'u gerçek fikrini paylaşmaktan geri duruyor. Bu gerçeği paylaşmama durumu da kişilerin karşılaştıkları rüşvet haberleri sorulduğunda ortaya çıkıyor. Katılımcılar rüşvet verilerini sanki yaşanmamış kabul ediyor, en azından kayıtlara böyle geçmesini istiyorlar. Yolsuzluk oranlarının bizden çok yüksek olduğu, baskıcı olarak anılan ülkelerde yapılan anketlerde ise kişiler rüşvet olaylarının tümünden bahsetmese de büyük bir kısmını rahatça anlatabiliyorlar.

Sonuçta 7 ülke arasında yolsuzluk oranı en düşük ülke Türkiye gibi algılansa da rakamlar öyle demiyor... Hal böyleyken ülkeye dair yapılan, politik anketlere nasıl güvenilir, tartışmalı. İkinci soru ise daha önemli, Türkiye'den katılımcılar neden şahit oldukları, tamamen gerçek olayları paylaşmaktan geri duruyorlar, yalan söylüyorlar? 


Politik anketler üzerinden görüş geliştirmeye bir ara vermemiz gerek. Bu sayının okuma tavsiyesi karmaşık olmayan anlatımıyla soruyu yanıtlayan şu akademik makale olsun.

Şimdi gelin, geçen hafta neler olmuş bir bakalım.
Bu Hafta Ne Hatırladık?
Resmi adlandırmasıyla 12 Eylül 1980 Harekatı yahut Bayrak Harekatı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Eylül 1980 günü saat 03:00’te başlayan ve emir komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askeri darbedir. Bu darbe, TSK’nın yönetime karşı gerçekleştirdiği son açık müdahale olarak kayıtlara geçer. Darbe sonrası 1982’de yapılan referandum Kenan Evren’in yedi yıllığına Cumhurbaşkanlığı’na getirilmesiyle sonuçlanır.

Yüz bine yakın kişi örgüt üyesi olma suçuyla yargılandı, yüzlerce kişi işkencelerden dolayı yaşamını yitirdi, bine yakın film yasaklandı.

42 yıl önce, 12 Eylül 1980’de, Kenan Evren önderliğindeki TSK, ülke genelinde darbe yaparak yönetime el koymuştu. Darbe ve sonrasında yaşananları izledik.

 
2022 Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS), bazı soruların Yediiklim Yayınları tarafından hazırlanan deneme sınavlarındaki sorularla aynı olduğu iddialarının ardından iptal edildi. Ancak bu sınav Türkiye’de şaibelerin karıştığı ilk sınav değil. 1973 yılında soruları çalındığı için iptal edilen ÜSYM’den, 2022 yılında iptal edilen KPSS’ye kadar Türkiye’de binlerce kişi için hayati önem taşıyan birçok sınav, tarihe ‘şaibeli’ olarak kazındı.

12 yıl önce, 17 Eylül 2010’da, sorularının sızdırıldığı iddia edilen KPSS Eğitim Bilimleri Testi iptal edilmişti. Onlarca şaibeli sınav ve çalınan soru skandalını izledik.

 
Bu haftalık bu kadar.

Önümüzdeki hafta aynı posta kutusunda buluşalım. Bir hatırlatmada bulunayım, hızlıca ulaşabileceğiniz sosyal medya hesaplarımıza ulaşarak bizi takip etmenizi öneririm.

Böylece güncellemeleri size ulaştırdığımızdan emin oluruz.


Görüşmek üzere!
Twitter
Instagram
Website
Facebook
LinkedIn
fikritakip.co | #Hatırlamakİçin

Bülten ayarlarınızı değiştirmek mi istiyorsunuz?
Dilerseniz buraya tıklayarak ayarlarınızı güncelleyebilirsiniz ya da buraya tıklayarak abonelikten ayrılabilirsiniz.